Özellikle sanat filmlerine odaklanarak geniş izleyici kitlesine sahip olan MUBI, her ay farklı ülkelerin filmlerini sunmaya devam ediyor. Film severlerin yakından takip ettiği ve kaçırmamanız gereken en iyi MUBI filmlerini keşfedin.
MUBI’de İzlenmesi Gereken En İyi Yabancı Filmler
Balina (The Whale), IMDb: 7.6
“The Whale”, Darren Aronofsky’nin yönettiği ve Samuel D. Hunter’ın kendi tiyatro oyunundan uyarladığı, izleyiciyi derinden etkileyen bir psikolojik dram. Film, obeziteyle mücadele eden, evine kapanmış bir İngilizce öğretmeni olan Charlie’nin (Brendan Fraser), yıllar önce terk ettiği kızıyla yeniden bağ kurma çabasını konu alıyor. Charlie’nin içsel çatışmaları, pişmanlıkları ve umutları, izleyiciyi empati dolu bir yolculuğa çıkarıyor.
Brendan Fraser’ın performansı, eleştirmenler ve izleyiciler tarafından büyük övgü aldı. Fraser, bu rolle 95. Akademi Ödülleri’nde En İyi Erkek Oyuncu Oscar’ını kazandı. Film ayrıca En İyi Makyaj ve Saç Tasarımı dalında Oscar ödülüne layık görüldü ve Hong Chau En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında aday gösterildi .
“The Whale”, Rotten Tomatoes’ta eleştirmenlerden %64, izleyicilerden ise %91 beğeni oranı elde etti . Film, 2022 Venedik Film Festivali’nde prömiyerini yaptı ve Brendan Fraser’ın performansı dakikalarca ayakta alkışlandı.
Güneşli Pazartesiler (Los lunes al sol), IMDb: 7.5

İspanya’nın Vigo kentinde, tersane işçilerinin işten çıkarılmasıyla hayatları altüst olan bir grup adamın hikâyesi. Javier Bardem’in canlandırdığı Santa, bu işsizler grubunun lideri olarak, umut ve direniş arasında gidip gelen bir figür. Fernando León de Aranoa’nın yönetmenliğini üstlendiği film, işsizliğin bireyler üzerindeki psikolojik etkilerini derinlemesine inceliyor.
Rotten Tomatoes’da %80 eleştirmen puanı ve %86 izleyici puanıyla dikkat çeken film, 17. Goya Ödülleri’nde En İyi Film ve En İyi Erkek Oyuncu (Javier Bardem) dahil olmak üzere 5 ödül kazandı.
Yaşamaya Bak (C’mon C’mon), IMDb: 7.3
“C’mon C’mon”, Mike Mills’in yazıp yönettiği, Joaquin Phoenix’in başrolde parladığı, siyah-beyaz estetiğiyle modern bir klasik havası taşıyan duygusal bir yol filmi. Radyo gazetecisi Johnny (Phoenix), kız kardeşinin oğlu Jesse’ye (Woody Norman) bir süreliğine bakmak zorunda kalınca, ikili ABD’yi baştan sona kat eden bir yolculuğa çıkar. Bu süreçte duygusal mesafeler de aşılır; geçmişin yaraları, geleceğin belirsizlikleri ve bugünün kırılganlığı arasında bir bağ kurulur.
Film, çocuklarla yapılan gerçek röportajlarla dokunmuş; senaryo ile belgesel arasında salınan bir yapıya sahip. Phoenix’in içe dönük performansı ile Norman’ın şaşırtıcı olgunluğu arasında kurulan kimya, filmi sadece bir “amca-yeğen” hikâyesinden çıkarıp, kuşaklar arası bir empati deneyimine dönüştürüyor.
“C’mon C’mon”, Rotten Tomatoes’ta %94 eleştirmen puanı ve %77 izleyici beğenisiyle övgü topladı. Film, aynı zamanda Metacritic’te 82 puanla “evrensel beğeni” kategorisinde yer aldı.
Soygun (Good Time), IMDb: 7.3
“Good Time”, Josh ve Benny Safdie kardeşlerin yönettiği, Robert Pattinson’ın başrolde parladığı, tempolu ve çarpıcı bir suç gerilim filmi. Film, başarısız bir banka soygununun ardından, Connie Nikas’ın (Pattinson) zihinsel engelli kardeşi Nick’i (Benny Safdie) hapisten kurtarmak için New York’un yeraltı dünyasında geçen bir gece boyunca yaşadığı olayları konu alıyor. Connie’nin umutsuz ve tehlikeli yolculuğu, izleyiciyi suçun ve çaresizliğin karanlık yüzüyle yüzleştiriyor.
Film, Rotten Tomatoes’ta eleştirmenlerden %91, izleyicilerden ise %82 beğeni oranı elde etti. Eleştirmenler, Pattinson’ın performansını ve filmin görsel tarzını övgüyle karşıladı.
Carol, IMDb: 7.3
“Carol”, Todd Haynes’in yönetmenliğinde, Patricia Highsmith’in 1952 tarihli romanı The Price of Salt’tan uyarlanan, dönem atmosferiyle büyüleyen bir aşk hikâyesi. 1950’lerin New York’unda, genç fotoğrafçı Therese Belivet (Rooney Mara) ile zarif ve gizemli Carol Aird (Cate Blanchett) arasında gelişen yasak bir aşkı konu alıyor. Toplumsal normların ve kişisel arzuların çatıştığı bu hikâye, izleyiciyi duygusal bir yolculuğa çıkarıyor.
Film, Cannes Film Festivali’nde prömiyerini yaptı ve Rooney Mara, En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazandı. Ayrıca, Queer Palm ödülünü de aldı. “Carol”, 6 Oscar, 9 BAFTA ve 5 Altın Küre adaylığıyla ödül sezonunun dikkat çeken yapımlarından biri oldu. Cate Blanchett ve Rooney Mara’nın performansları, eleştirmenler tarafından övgüyle karşılandı.
“Carol”, Rotten Tomatoes’ta eleştirmenlerden %94, izleyicilerden ise %75 beğeni oranı elde etti. Film, zarif anlatımı, dönem atmosferi ve güçlü oyunculuklarıyla modern sinemanın en etkileyici aşk hikâyelerinden biri olarak kabul ediliyor.
The Girl with the Needle (Şişli Kız), MUBI – IMDb: 7.5

Magnus von Horn’un 20. yüzyıl başlarındaki Danimarka’yı odağına alan bu Oscar adayı film, hayatın kırılganlıklarını ve insan ilişkilerinin karmaşıklığını zarif bir şekilde işliyor. The Girl with the Needle, hamile bir fabrika işçisi olan Karoline’in, yasadışı bir evlat edinme ajansı yöneten karizmatik Dagmar ile yollarının kesişmesini konu alıyor. Film, Danimarkalı seri katil Dagmar Overbye’ın gerçek hikayesinden ilham alarak empati ve ahlak arayışını güçlü bir şekilde yansıtıyor.
Hayatla Uyumuz, MUBI – IMDb: 7.7

Eliza Capai’nin yönettiği belgesel, Brezilya’daki kadınların toplumda karşılaştığı baskılar ve kendi benliğiyle olan mücadelesini anlatıyor. Belgeselde, kürtaj yasağının kadınlar üzerindeki olumsuz etkileri ön planda işleniyor. Kişisel özgürlük, annelik ve yas gibi konuları ele alan belgesel, toplumdaki değişim ve uyumsuzlukları sorgulayan güçlü bir yapım.
Mishima: A Life in Four Chapters (Mişima), MUBI – IMDb: 7.9

Paul Schrader’ın yönettiği biyografik film, Japon edebiyatının efsanevi isimlerinden Yukio Mişima’nın hayatını, eserlerini ve trajik sonunu bir araya getiriyor. Schrader, Mişima’nın yaşamından alınan gerçek anılarla edebi dünyasındaki sembolik temaları harmanlayarak hem görsel hem de anlatısal açıdan çarpıcı bir yapım sunuyor. Mişima’nın hayatının dört bölümde anlatıldığı bu yapım, sanat, kimlik ve ölüm temalarına derin bir yolculuk yapıyor.
High & Low – John Galliano, MUBI – IMDb: 7.3

“High & Low – John Galliano”, John Galliano’nun yükselişini ve düşüşünü ele alan BAFTA ve Oscar ödüllü bir belgesel. Galliano’nun moda dünyasındaki çarpıcı kariyerine odaklanırken, bağımlılıkla mücadelesi ve mesleki baskılar da vurgulanıyor. Belgesel, Galliano’nun haute couture tasarımlarını ve lüks defilelerini gösterirken, Naomi Campbell, Kate Moss gibi ünlü isimlerle yapılan röportajlar da hikayeye derinlik katıyor. Aynı zamanda moda endüstrisinin toksik çalışma kültürünü de ele alan belgesel, moda dünyasının parlak yüzünü ve zorluklarını izleyicilere sunuyor.
Perfect Days (Mükemmel Günler), MUBI – IMDb: 7.9

“Üzerindeki Gökyüzü” gibi sayısız başyapıta imza atmış Wim Wenders’ın son filmi “Mükemmel Günler”, alçakgönüllü ve dingin bir hayat yaşayan, Tokyo’da umumi tuvalet temizliği işinde çalışan, rutinlerine sıkı sıkıya bağlı orta yaşlı bir adam olan Hirayama’yı odağına alıyor. 96. Akademi Ödülleri’nde En İyi Uluslararası Film dalında Oscar’a aday gösterilen ve prömiyerini yaptığı 2023 Cannes Film Festivali’nde başroldeki Kôji Yakusho’ya En İyi Erkek Oyuncu ödülünü getiren film, adını ise Lou Reed’in klasikleşmiş şarkısı “Perfect Day”den alıyor.
Leila’s Brothers (Leyla’nın Kardeşleri), MUBI – IMDb: 7.9

75. Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye için yarışıp FIPRESCI ödülü kazanan, İran sinemasının büyük yıldızı Taraneh Alidoosti’nin başrolünde yer aldığı, Saeed Roustayi imzalı “Leyla’nın Kardeşleri”, MUBI seyircisiyle buluşuyor. İran sinemasının yükselen yeteneği Saeed Roustayi’nin üçüncü filmi olan “Leyla’nın Kardeşleri”, bir ailenin İran’daki ambargoların gölgesinde yaşadığı ekonomik bunalımı ve 40 yaşındaki Leyla’nın etrafındaki çürümüş düzenle kıyasıya mücadelesini anlatıyor.
Utanç (Shame), MUBI – IMDb: 7.2

Steve McQueen, başyapıt niteliğindeki ilk uzun metrajlı filmi Açlık’tan 3 yıl sonra, “Bedenin kime ait olduğu” sorusunu bu kez “Utanç” ile gündeme taşıyor. Başrolde yine Michael Fassbender’a rol veren yönetmen, bir seks bağımlısının portresini çıkarıyor. Aralarında Venedik Film Festivali’nin de bulunduğu pek çok festivalden ödüllerle dönen film, aşk ve cinsellik üzerinden karakterin yaşadığı birtakım varoluşsal sorunları, modern bir kent ve kentin bireyler üzerinde yarattığı baskı ve yalnızlık üzerinden inceliyor.
Ölüm Oyunu (Battle Royale), MUBI – IMDb: 7.5

Ölüm Oyunu, “Sineklerin Tanrısı”nın stilize bir yorumu olarak MUBİ ekranında izleyicilerin karşısına çıkıyor. Hükümet, işsizlik ve gençlik üçgenindeki karamsarlığa ve şiddete odaklanan hikayede, bir adaya gönderilen 42 Japon gencinin hayatta kalabilmek için birbirlerini öldürmek zorunda olmaları konu ediliyor.
Aftersun (Güneş Sonrası), MUBI – IMDb: 7.6

Ocak ayında, 2022 İngiliz Bağımsız Film Ödülleri’nde 16 kategoride aday gösterilen ve En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Senaryo, En İyi Görüntü Yönetimi, En İyi Kurgu dahil olmak üzere 7 ödül kazanan, Charlotte Wells tarafından yazılıp yönetilen “Güneş Sonrası“ MUBİ izleyicisiyle buluşuyor.
Far from Heaven (Cennetten Çok Uzakta), MUBI – IMDb: 7.3

Todd Haynes’in başyapıtı, Douglas Sirk’ün All That Heaven Allows isimli klasik melodramlarını yeniden yorumlarken, Julianne Moore’un en unutulmaz performanslarından birine sahne oluyor.
Twice Born (Sen Dünyaya Gelmeden), MUBI – IMDb: 7.3

Penélope Cruz’un varlığından büyük güç alan bu dokunaklı öykü, oğluyla arasındaki mesafeyi kapatmaya çalışan bir annenin portresini çizerken, savaşın açtığı yaraları da resmediyor.
Kind Hearts and Coronets (Hassas Kalpler ve Taçlar), MUBI – IMDb: 8.0

İngiliz sinemasının unutulmaz komedi klasiklerinden biri. Alec Guinness’in sekiz ayrı karakteri canlandırdığı, sivri dilli bir burjuvazi taşlaması.
MUBI’de İzlenmesi Gereken En İyi Türk Filmler
Karganın Uykusu, MUBI – IMDb: 7.2

Karganın Uykusu, Tunahan Kurt’un yönetmenliğini üstlendiği, baba-oğul ilişkisi üzerine yoğunlaşan duygusal bir drama. Film, uyurgezer bir adam ve oğlunun arasındaki dinamiği işlerken, beklenmedik bir gelişmeyle finalini yapıyor. Baba ile oğulun ilişkisi, umut ve hayatta kalma temalarıyla derinleşirken, film izleyiciyi duygu yüklü bir yolculuğa çıkarıyor. Karganın Uykusu, Adana ve Ankara Film Festivalleri’nde kazandığı ödüllerle büyük takdir topladı ve sinemaseverlere unutulmaz bir deneyim sundu. İzleyiciyi etkileyen sürükleyici hikâyesi ve temas ettiği farklı konularla çeşitli tartışmalar açma potansiyeli olan bu film kesinlikle izlenilmesi gereken filmlerden.
Aga, MUBI – IMDb: 7.6

Mevlüt Taşçı’nın ilk uzun metraj filmi AGA, taşrada bir ailenin içinde bulunduğu gerilimli atmosferi ve ataerkil düzenin baskısını üç erkek kardeşin hikayesi üzerinden anlatıyor. Babalarının ölümüyle yüzleşen Salim, Veysel ve Şenol, mirasın ötesine geçen bir güç mücadelesine girerken, aralarındaki sessiz çatışmalar giderek büyüyor. Başrollerinde Taner Cindoruk, Talha Dündar ve Sait Seçkin’in olduğu film, izleyiciyi taşra hayatının görünmeyen tarafına tanık ediyor.
İstanbul Hatırası: Köprüyü Geçmek, MUBI – IMDb: 7.8
Fatih Akın’ın İstanbul’u İstanbul yapan sayısız sese kulak verdiği “İstanbul Hatırası: Köprüyü Geçmek” filmi, Avrupa ile Asya arasında köprü kurarak Doğu ve Batı’yı buluştururken çok kültürlü bir kentin benzersiz bir fotoğrafını çekiyor. Alman müzisyen Alexander Hacke’nin İstanbul’a gelişiyle başlayan belgeselde Hacke, akla gelebilecek her yerde profesyonel müzik kaydı yapmayı sağlayan, “sokak kaydı” adını verdiği bir yöntemle İstanbul’un müzik çeşitliliğini kaydediyor. Fatih Akın imzalı belgeselde, Baba Zula, Ceza, Duman, Mercan Dede, Aynur Doğan, Müzeyyen Senar, Orhan Gencebay, Sezen Aksu, Selim Sesler, Brenna MacCrimmon ve Ayben gibi pek çok müzisyen yer alıyor.
Duvara Karşı, MUBI – IMDb: 7.9
Sibel ve Cahit’in hikayesi, yersiz yurtsuzluğa, aşka, geleneklere başkaldırmaya dair modern bir klasik. Fatih Akın’ın filmi her izlendiğinde farklı duygular uyandırıyor.
İsmi Güzide, MUBI – IMDb: 7.3
Eylem Kaftan, pek çok festivalden ödülle dönen bu hayli kişisel belgeselde, 30 yıl önce Diyarbakır’da töre cinayetinde öldürülen halasının hikayesini anlatmak için bir yolculuğa çıkıyor.