15 Temmuz’daki darbe teşebbüsü, örgütün yıllardır gizlediği gerçek yüzü ülke gündemine çarptı. Türkiye’nin dört bir yanında onlarca yıl boyunca sistemli biçimde yapılanan ve devlet kurumlarına sızarak kendine paralel bir düzen kuran yapı, zaman içinde sınır ötesi hatlara uzanan bir istihbarat ağının parçasına dönüştü.
Yarım yüzyıl boyunca toplumun neredeyse tüm katmanlarına yayılan örgüt, eğitimden bürokrasiye kadar pek çok alanda gizli bir etki alanı oluşturdu. 15 Temmuz sonrasında büyük bir çözülme süreci yaşansa da güvenlik kaynakları, yapılanmanın “Yeni Nesil Yapılanma” ve “Diriliş Kuşağı” adıyla yeniden toparlanma girişimlerine başladığını aktarıyor.
Özellikle politik olarak iktidara muhalif genç kesimin hedef alındığı, bu kitlenin saflara çekilmesi için sosyal medya, dijital platformlar ve kapalı devre iletişim grupları üzerinden çeşitli faaliyetler yürütüldüğü belirtiliyor. Bu çerçevede, örgütle ilişkili olduğu değerlendirilen bazı aktörlerin genç nüfusu yönlendirme çabalarına dahil olduğu ifade ediliyor.
Son yıllarda yapılan soruşturmalarla birlikte, farklı illerde çok sayıda şüpheli şahıs hakkında işlem başlatıldı. Güvenlik birimlerinin koordineli operasyonları sonucunda, yeni yapılanmaya dair önemli bilgiler ihbarlar ve gizli tanık beyanlarıyla gün yüzüne çıkarıldı. Geçtiğimiz hafta yürütülen baskınlarda, çok sayıda şüpheli hakkında gözaltı kararı çıktı ve pek çoğu yakalanarak adli makamlara sevk edildi.
Soruşturma dosyalarında yer alan bilgilere göre, yapılanmanın bazı üyeleri cezaevindeki mensupların ailelerine maddi ve manevi destek sağlamaya devam ediyor. Kaçak durumda olduğu değerlendirilen bazı isimlerin ise yurt dışına çıkış yaptığı ancak hangi ülkede bulunduklarının tespit edilemediği bildiriliyor. Ayrıca örgüt içi finans akışında “himmet” adı altında para toplanmasına yönelik yeni bulgulara da ulaşıldığı ifade ediliyor.
Türkiye’de sıkıştırılan yapı, farklı ülkelere kaçan üyeleri aracılığıyla Avrupa ve Amerika kıtasında varlığını sürdürmeye çalışıyor. Bazı devletlerin sağladığı alan sebebiyle örgütün bu bölgelerde daha görünür hâle geldiği değerlendirmeleri yapılıyor.
Örgüt liderliğinin yaptığı “Biz bitmeden bu dava bitmez” şeklindeki söylemler ise, yapılanmanın moral ve motivasyon sağlamaya çalıştığının bir göstergesi olarak yorumlanıyor.


